Röportajın Türkçesi:
Öncelikler kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Dersim Ovacıklı bir ailenin beş çocuğundan en küçüğüyüm. Kendimi ekonomik ve sınıfsal temelde hiçbir meslekten biri olarak görmüyorum. Hayatı para kazanma endeksli bir alanda inşa etmedim. Bugün otuz beş yaşımdayım. Bu otuz beş yıllık içinde, bitki yetiştiriciliği, müzisyenlik, yazarlık, bilgisayar sistemleri ve yazılım teknolojileri de dahil olmak üzere ona yakın iş üzerinde çalıştım. Ya hiç geçinemedim ya da geçinebilsem de bu yaşam süresi oldukça kısa sürdü. Ben de yeni işler öğrendim. Öğrenme süreçlerinin tamamını araştırarak ve düşünerek, pratik yaparak geliştirdim. Bugüne dek hiçbir işte bir usta ya da kılavuzum olmadı. Bunu da kabul etmedim. Bu dünyaya görev insanı olarak gelmedim. Bir şeyleri tatmin etmek gibi bir düşüncem de olmadı. Ancak geçirdiğim zamanın hiçbir anını boş geçirmemeye çaba harcadım. Tüm bunların orta yerinde, toplumla, çevreyle olan uzlaşmazlıklar da her geçen gün arttı. Bu da beni kendi başıma yürüyerek koca bir otuz beş yıllık serüvenin sonucunda, enstrüman yapmaya zorladı. Küçük yaşlarda müzik aletlerinin nasıl yapıldığını merak ederdim. Yıllar geçtikçe yaptığım onca işin arasında, eksik kaldığını fark ettim. Ölümlü dünya, bazen olmayabiliriz. Ve belki bazen gittiğimizin farkında dahi olamayabiliriz. Yapacaklarımız eksik kalmamalı.
Lîrle hikâyeniz ne zaman başladı? Lîr yapımı fikri nasıl oluştu?
Yapılabilecek enstrümanların birçoğu birileri tarafından yapılıyordu. Liri yapan kimse yoktu. Hem sevimli hem mutluluk ifadesi taşıyan bir müzik aleti. Yapmalıyım dedim. Üstelik mitolojik olarak lirin ana vatanlarından biri de şu anda üzerinde durduğumuz coğrafya. Yunan, Luvi, Sümer, Mısır medeniyetlerinin kendilerine has karakteristik yapılarda ürettikleri ve çaldıkları lirler var. Ancak Lir, Osmanlı döneminde bir dönem hayatta kalabilmiş. Sonrasında yaşam süresinin sonuna gelmiş. İlgi ve alâka sağlaması olmamış.
Öğrendiğimiz kadarıyla Türkiye’de liri üreten tek kişisiniz? Lîre ilgi nasıl?
Osmanlı’nın son dönemlerinde kullanımı bırakılmış. Osmanlı döneminde çalınan lirlerin Osmanlı coğrafyasında mı yoksa başka bir coğrafyada üretilip getirildiği konusunda hiçbir bilgim yok. Böyle bir bilgiye ulaşamadım. Modern dönem itibariyle, lir üreten ilk kişiyim. Belki de Türkiye’de yarattığım ilkleri sıralasak, yaşımdan fazla bir şeyler ortaya çıkacaktır. Burada üretimin, yaratım ve sanatın bilimle buluşması hiç iyi sonuç vermiyor. Çünki burası Türkiye. Vasati kırk çöp bir ülke. Kırk çöpün 33 tanesini bir otelde yakarak katlettiler. İnsanın yakıldığı, kesildiği, diri diri yendiği bir vandal coğrafyasında bilimden ve sanattan bahsedilemiyor. Tam bu noktada da ısrarla üretmeyi ve yaratmayı sürdürüyorum. Yakında lavta ve tanbur yapımına da başlayacağım. Üzerinde çalışacağım bazı müzik aletleri olacak. Lir tam da beklediğim gibi bir karşılık buldu. Çocuktan yaşlıya, müzisyenden hiç müzik aleti çalmamış çok geniş bir aralıkta hemen hemen herkese ulaştırıyorum. Lir çalmak oldukça kolay. Daha önce hiç müzik aleti çalmamış onlarca insana lir yaptım. İlk dakikalarda doğru sesleri bularak çalmaya başladılar. Bu mutluluk verici bir şey.
Saz gibi kurdî ; gitar gibi klasik enstrümanlar dururken, neden mitolojîk bir enstrüman?
Bağlamanın ya da klasik adıyla sazın üreticisi o kadar çok ki, her geçen gün de artıyor. Üretilme süreçleri hem çok zor hem de sazla ilişki kuran insan profili oldukça değişti. Arabesk bir sürecin parçası oldu. Sazın çalım biçimi, sazla üretilen eserlerin ortaya çıktığı andaki yarattığı etki oldukça can sıkıcı. Saz üretmek şöyle dursun, çocukluğumdan bu yana çaldığım bu enstrümana neredeyse küsme aşamasına geldim. Gitar da durum daha da farklı. Türkiye’de birkaç gitar üreticisi var, üretim maliyetleri yüksek. Satış fiyatları da oldukça yüksek. Hâliyle Türkiye’de gitar üretip satabilmek neredeyse pek mümkün değil.
Eklemek istediğiniz bir şey varsa buyrun
Vakti olan atölyeme çay içmeye gelsin. Kuş sesleriyle, çiçek kokularıyla kedileri severek hayata daha çok yer ayıracaklar. Çokça sevgiler.
Rojnameya Xwebûn Gazetesi
Bêrîvan Kayi